Rate this posting:
Kuran’da bahsi geçen Meryem, Ali İmran suresi 35-36’a göre ˁİmrân عِمْرَانَ adlı birinin kızıdır.
إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
İmrân’ın karısı “Rabbim, karnımda olanı hizmetkâr olarak sana adadım, onu kabul et. Sen en iyi duyan, en iyi bilensin.” dedi. Ve onu doğurduğunda, “Rabbim, ben onu kız doğurdum,” dedi.( …) “Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyundan gelenleri lanetli Şeytandan koruman için sana yalvarırım.” Bunun üzerine Rabb onu güzel bir kabulle kabul buyurdu.
Tahrim suresi 12’de Meryem “İmrân’ın kızı” olarak adlandırılır. Meryem suresi 28’de ise Hârûn’un kızkardeşidir.
Ali İmran 33’e göre Allah “Adem’i, Nuh’u, İbrahim’in soyunu ve İmran’ın soyunu alemlere üstün kılmış”tır. Ancak, Adem, Nuh ve İbrahim hakkında Kuran’da epeyce bilgi olduğu halde, İmran’ın böyle bir onura nasıl nail olduğuna dair bilgi verilmemiştir.
Her üç pasajda sözkonusu olan Meryem’ın, Hz. İsa’nın anası olan Meryem olduğu şüphesizdir. Babasız çocuk doğurduğu için iffetsizlikle suçlanır, fakat Allah onu günahtan tenzih eder, Ruhullah’ı karnına üfler, oğluna Kitap verir.
Meryem 28’deki Harun’un kim olduğu açıklanmamıştır. Ancak Musa’nın kardeşi olan ve Kuran’da diğer 19 ayette adı geçen Harun olduğu varsayılabilir. Bu varsayım doğruysa, İmran’ın torunu İsa, İmran oğlu Musa’nın yeğeni olmaktadır.
*
Tevrat’ın Mısır’dan Çıkış (Exodus) kitabı 6:20’ye göre ˁAmrâm עַמְרָם, Musa ile Harun’un babasıdır. Sayım (Numbers) 26:59 ve I. Tarihler (Chronicles) 6:3’e göre ise ˁAmrâm, Musa ve Harun’la beraber onların kızkardeşi olan Miriyam’ın מִרְיָם babasıdır.
Miriyam Tevrat’a göre erkek kardeşleri gibi peygamberdir (nabîya נְּבִיאָ֜ה– Mısır’dan Çıkış 15:20), Musa’nın Afrikalı bir kadınla evlenmesine itiraz ettiği için Allah tarafından cezalandırılır fakat affedilir (Sayım 12:1-15), öldüğünde Suriye’de bugünkü Kuseyr kasabası yakınında olan Kadeş’te gömülür (Sayım 20:1). Tevrat’ta Miriyam’ın altsoyuna ilişkin bilgi yoktur. Kurban kesme yetkisine sahip rahiplerin Levi ve Amram soyundan gelmeleri şartı olduğuna, ve pratikte ruhban sınıfı Harun oğullarıyla sınırlı olduğuna göre, bundan Musa gibi Miriyam’ın da çocuk sahibi olmadığı sonucu çıkarılabilir.
*
İsa’nın anası olan Meryem’in ana ve babasının adı İncil’in kanonik (sahih) sayılan metinlerinde anılmamıştır. Ancak apokrif (yarı-sahih) kabul edilen Yakup İncili’ne (Protoevangelium of James) göre Meryem’in babasının adı Yoakim, anasının adı Anna’dır. Hıristiyan geleneğinde en azından 2. yy’dan bu yana bu isimler benimsenmiştir.
İki Meryem arasında, eğer anlatılanların tarihi bir temeli varsa, 1200 ila 1500 yıl mesafe olması gerekir. Amram kızı ve Musa ile Harun'un kızkardeşi Meryem MÖ 1200 ila 1500'lerde, Yoakim kızı ve İsa'nın annesi olan Meryem sıfır yılı civarında.
Medine Yahudileri arasında Harun soyundan gelenlere özel hürmet gösterildiğini ve Muhammed’in çevresindekilerin bunun bilincinde olduğunu, İbn Saad’ın Tabakat’ının Nisa babında aktarılan Hz. Safiyye biyografisinden biliyoruz. Al-i İmran 33’ün anlamı bu çerçevede sanırım yeterince nettir. İmran (ve Harun) soyundan gelenler seçkin bir zümredir. Nitekim Muhammed’in eşlerinden biri olan Safiyye de onlardandır. Muhammed, Meryem oğlu İsa’nın da onlardan olduğunu zannetmektedir.
Hem Musa hem İsa ile hısım olmak, peygamberlik iddiasında olan biri için hoş duygu olsa gerek.
***
18 Ağustos ilave:
Taberi problemin farkındadır. Tarihül Ümem vel Mülûk 1. ciltte (İngilizce edisyonda 3. ve 4. ciltler) Musa ve Harun'dan daima Musa b. İmran ve Harun b. İmran olarak söz eder, Meryem adlı bir kızkardeşleri olduğuna değinir. Daha sonra herhangi bir açıklama yapmaksızın İsa'nın anası olan Meryem bt. İmran'dan söz açar.
Arapça edisyon ( http://www.almeshkat.net/books/open.php?cat=13&book=620 ) sf. I.354'de İbn İshak'a istinaden İsa'nın anası Meryem'in şeceresini verir:
İşin enteresanı, yine aynı sayfada (I.345) İsa'nın babası Yusuf'un şeceresi şu şekilde verilmiştir:
Taberi gibi titiz bir araştırmacının, bu denli vahim çelişkilerin farkına varmadığını düşünmek yanlış olur. Burada daha ziyade, "kutsal" sayılan kitaptaki saçma sapan bir hatayı örtbas etmek için çırpındıkça çelişkiye batan ve entelektüel dürüstlükten taviz vermek zorunda kalan bir alimin trajedisini izliyoruz.
Kıssadan hisse
İman ile akıl bağdaşır mı? Bağdaşmaz. Sonunda İmran'ın dedesine gelir takılırsın.
Not
***
18 Ağustos ilave:
Taberi problemin farkındadır. Tarihül Ümem vel Mülûk 1. ciltte (İngilizce edisyonda 3. ve 4. ciltler) Musa ve Harun'dan daima Musa b. İmran ve Harun b. İmran olarak söz eder, Meryem adlı bir kızkardeşleri olduğuna değinir. Daha sonra herhangi bir açıklama yapmaksızın İsa'nın anası olan Meryem bt. İmran'dan söz açar.
Arapça edisyon ( http://www.almeshkat.net/books/open.php?cat=13&book=620 ) sf. I.354'de İbn İshak'a istinaden İsa'nın anası Meryem'in şeceresini verir:
عمران بن ياشهم بن أمون بن منشأ بن حزقيا بن أحزيق بن يوثام بن عزريا بن أمصيا بن ياوش بن أحزيهو بن يارم بن يهشافاظ بن اسا بن أبيا بن رحبعم بن سليمان
[Meryem bt.] İmran b. Ya'şaham b. Amûn b. Menaşe b. Hezkiya b. Ahazîk b. Yotham b. Uzriya b. Amasiya b. Yo'aş b. Ahaziyu b. Ya'ram b. Yehoşafat b. Asâ b. Abiya b. Rehboam b. SüleymanŞaşılacak bir şekilde, bu şecere Matta İncilinde (Matt. I.7-16) Meryem'in kocası Yusuf için verilen şecerenin bir kısmının kopyasıdır. Şecerenin başındaki oniki isim atlanmış, böylece Meryem'in babası İmran, Yusuf'un onüçüncü kuşak dedesinin oğlu olarak gösterilmiştir!
7 Σολομὼν δὲ ἐγέννησεν τὸν Ροβοάμ Ροβοαμ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀβιά Ἀβιὰ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀσάφ, 8 Ἀσὰφ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰωσαφάτ Ἰωσαφὰτ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰωράμ Ἰωρὰμ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ὀζίαν, 9 Ὀζίας δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰωαθάμ Ἰωαθὰμ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἄχας Ἄχας δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἐζεκίαν, 10 Ἐζεκίας δὲ ἐγέννησεν τὸν Μανασσῆ Μανασσῆς δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀμώς Ἀμὼς δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰωσίαν, 11 Ἰωσίας δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰεχονίαν καὶ τοὺς ἀδελφοὺς αὐτοῦ ἐπὶ τῆς μετοικεσίας βαβυλῶνος. 12 Μετὰ δὲ τὴν μετοικεσίαν βαβυλῶνος Ἰεχονίας ἐγέννησεν τὸν Σαλαθιήλ Σαλαθιὴλ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ζοροβάβελͺ. 13 Ζοροβάβελ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀβιούδ, Ἀβιοὺδ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἐλιακίμ, Ἐλιακὶμ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀζώρ, 14 Ἀζὼρ δὲ ἐγέννησεν τὸν Σαδώκ, Σαδὼκ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἀχίμ Ἀχὶμ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἐλιούδ, 15 Ἐλιοὺδ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἐλεάζαρ Ἐλεάζαρ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ματθάν Ματθὰν δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰακώβ, 16 Ἰακὼβ δὲ ἐγέννησεν τὸν Ἰωσὴφ τὸν ἄνδρα Μαρίας ἐξ ἧς ἐγέννηθη Ἰησοῦς ὁ λεγόμενος χριστός.
(ters sırada) İsa Mesih'in anası Meryem'in kocası Yosêf b. Yakub b. Matthan b. Eleazar b. Eliud b. Ahim b. Sadok b. Azor b. Elyakim b. Abi'ud b. Zerobabel b. Salathiel b. Yehonias b. Yeoşiya b. Amon b. Manaşe b. Hizkiya b. Ahaz b. Yotham b. Uzziya b. Yeoram b. Yeoşafat b. Asaf b. Abiya b. Roboam b. SüleymanBu şecereyi aktarmadan birkaç sayfa önce (I.345) Taberi, Meryem'in babasının adını عمران بن ماثان أبو مريم "İmran b. Mathan" olarak kaydetmiştir. Buradaki Mathan, Mattha İnciline göre Yusuf'un dedesi (babasının babası) olan Mathan mıdır? Yoksa İncil müellifinin adı, yanlışlıkla şecerenin içine mi karışmıştır? (Akademik araştırma yapanlar bilir, bazen insanın defterindeki notlar karışabilir.)
İşin enteresanı, yine aynı sayfada (I.345) İsa'nın babası Yusuf'un şeceresi şu şekilde verilmiştir:
بيوسف بن يعقوب بن ماثان بن اليعازار بن اليوذ بن أحين بن صادوق بن عازور بن الياقيم بن أبيوذ بن زربابل بن شلتيل بن يوحنيا بن يوشيا بن أمون بن منشا بن حزقيا بن أحاز بن يوثام بن عوزيا بن يورام بن يهوشافاظ بن أسا بن أبيا بن رحبعم بن سليمان بن داود
Yûsuf b. Ya'kub b. Mathan b. Elya'zar b. Elyûd b. Ahin b. Sadok b. Azor b. Elyakîm b. Abiyud b. Zarbâbel b. Şaltiel b. Yehoniya b. Yeoşiya b. Amûn b. Menaşe b. Hizkiya b. Ahaz b. Yotham b. Uzziya b....Özetle, Meryem'in babası İmran, bir anlatıma göre Yusuf'un onüçüncü kuşak dedesinin oğlu, diğer anlatıma göre Yusuf'un dedesinin oğludur.
Taberi gibi titiz bir araştırmacının, bu denli vahim çelişkilerin farkına varmadığını düşünmek yanlış olur. Burada daha ziyade, "kutsal" sayılan kitaptaki saçma sapan bir hatayı örtbas etmek için çırpındıkça çelişkiye batan ve entelektüel dürüstlükten taviz vermek zorunda kalan bir alimin trajedisini izliyoruz.
Kıssadan hisse
İman ile akıl bağdaşır mı? Bağdaşmaz. Sonunda İmran'ın dedesine gelir takılırsın.
Not
Kuran'daki Meryem meselesine ilişkin son derece ayrıntılı ve tutarlı bir polemik yazısı için http://www.answering-islam.org/turkce/kuranikerim/meryem.html
Bunun yanında, Meryem'in erkek kardeşleri arasında tarihi hiçbir metinde Harun isimli birine rastlanmamaktadır. Onun erkek kardeşleri olduğunu iddia eden Gnostik kodeksler de buna dahildir.
Sevan Nişanyan'ın görüşleri tartışılabilir, ancak Al-i İmran'da bu konuda kesin bir yanlış anlaşılma olduğu ortadadır.
Yazdığım kısmı tekrar gönderiyorum:
Meryem,28’de zikredilen Hârûn’un kim olduğu hakkında çeşitli görüşler vardır :
1) Gerçekten de Hz.Meryem’in İsrailoğulları arasında çok saygın bir yere sahip olan Harun adında bir erkek kardeşi vardı. Ayrıca Hârûn ismi, Musa’nın kardeşi Hârûn’dan dolayı TEBERRÜKEN yaygın şekilde kullanılıyordu. 2) Hârûn, Meryem döneminde yaşayan salih ve abid bir kişi olup cenaze törenine tümünün ismi Hârûn olan kırk bin kişi katılmıştır. Buna göre Meryem’e yönelik mezkûr hitâb, ‘Ey Harun gibi salih olan kadın! Sen bu işi yapacak biri değildin’ manasına gelir, o anlamdadır.
3) Şayet, Mukatil b. Süleyman’ın dediği gibi buradaki Hârûn , Musa’nın kardeşi olsa bile, Meryem’in niçin kendisinden 1000 sene filan önce yaşamış insanların kız kardeşi olarak anıldığı sorulabilir. Bu soruya, Muhammed Esed gibi bir adam dahi muazzam bir ilmî makam tutturarak cevap vermiştir.
(http://sendenfetvaistiyorlar.blogspot.com/2013/07/kafir-sevana-reddiye.html)
Ancak Hristiyanlar, Meryem'in babasının adının İmran olduğunu kabul etmezler.Herhalde ayetler indiği sırada Meryem'in babasının adının İmran olduğunu söyleyen Hristiyanlar vardı. Çünkü Matta ve Luka İncillerinde İsa'nın nesebinde fark görülmektedir. Matta'da Meryem'in nişanlısı olan Yusuf, Mattan oğlu Yakub'un oğlu olarak gösterilirken Luka'da Yusuf Heli'nin oğlu, o da Mattan'ın oğlu gösterilmektedir. (Matta:1/15-16; Luka:3/23-24) Bu da İsa'nın nesebi konusunda Hristiyanlar arasında görüş ayrılığı bulunduğunu kanıtlar.
Tefsirlere göre İmran'ın karısı, Fakuz'un kızı ve Meryem'in annesi olan Hanna'dır. Hanna'nın kız kardeşi- bir rivayete göre Meryem'in kız kardeşi- İyşa, Zekeriyya'nın karısıdır. Ancak Luka İncil'ine göre Meryem'in teyzesi olan, Zekeriyya'nın karısının adı Elizabet'tir..." (Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kur'an'da Peygamberler Tarihi,Yeni Ufuklar Neşriyat, 2004, syf. 277)
Opus magnum'dan bahsediyorum tabii canım, Samast'tan değil.
Harun'dan bahseden ayet onu orada konuya katılan aktif bir kişi olarak tanımlamıyor, "kardeşi" ifadesi bir çok yerde "Atası, o toplumdan biri" manasında kullanılıyor, bildiğin halde gizliyorsun! İlmin ahlâkına ihanet ediyorsun!
Okuyucularına da hakaret, nasılsa mevzuyu o kadar takip edecek donanımda kimse yok öyle mi?
Salih'e de "Ad'ın kardeşidir" diyor Kuran, aynı anadan mı doğmuşlar?
Peki yazının sonunda yaptığına ne demeli?
Harun'la olan akrabalığı hata diye eleştiriyorsun, hem de doğru kabul edip Elçi'nin hısımlık isnad etmesine laf söylüyorsun! Nasıl bir bilim adamlığı, nasıl bir ahlâk anlayışı? Aslında tam da Ebu Cehil styla!
7:73 وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمۡ صَـٰلِحً۬اۗ Semûd'e (Semûd kavmine), kardeşleri Sâlih'i (gönderdik)
İncillere göre, İsa(a.s) babasından dolayı “Davud’un Soyundan”; annesinden dolayı da yüksek rahip “Harun’un Soyundan” geliyordu (Matta’ya Göre İncil; 1:1-16, Luka’ya Göre:1:5-36, 2:4).
“İsa oradan ayrılırken iki kör, “Ey Davut Oğlu, halimize acı!” diye feryat ederek O'nun ardından gittiler.” (İncil; Matta’ya Göre: 9:27). Bak. “Davut Oğlu” Matta: 12:23, 15:22, 20:30,31 21:915, 22:41,45, Markos: 10:47,48, 12:35,37, Luka: 18:38,39, 20:41,44
Elizabet, “Harun'un kızı” (Luka 1:5).
“Yasa dışı doğan biri RAB'bin topluluğuna girmeyecek. Soyundan gelenler de onuncu kuşağa dek RAB'bin topluluğuna girmeyecektir.” (Tevrat; Yasanın Tekrarı: 23:2).
(وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرٰنَ) Bak. 66:12
(وَمَا نُريهِمْ مِنْ اٰيَةٍ اِلَّا هِىَ اَكْبَرُ مِنْ اُخْتِهَا) Bak. 43:48
(دَخَلَتْ اُمَّةٌ لَعَنَتْ اُخْتَهَا) Bak: 7:38
(مِلَّةَ اَبيكُمْ اِبْرٰهيمَ) Bak. 22:78
Luka İncili'ne göre Zekeriyyâ(a.s)’nın eşi Elisabeth, İsâ(a.s)'nın annesi Meryem'in akrabası olup Hârûn kızlarındandı (1:5, 36). Meryem'in annesiyle Yahya(a.s)'nın annesinin kardeş oldukları kabul edilmektedir. Zekeriyyâ, Abiya ailesinden bir kâhin (Tevrat; l. Tarihler; 24:10; Luka; 1:5) eşi Elisabeth de ruhban sınıfından bir aileye mensup olup babası yoluyla Harun'un soyundan ve Levi kabilesindendir, dolayısıyla Harun(a.s)'n kızlarındandır. Bu geleneğe sahip bulunan halkın, böyle bir aileden gelen ve mabede adanan Meryem'e “Harun'un kız kardeşi” demesi tabiidir.
2. İmrae ile ilgili itirazınıza gelince, lütfen "hamidullah" merhumun "aziz kur'an"ına bakın. Yine 28:23'teki kullanım ipucu olabilir.
3. "Kılıf bulmak" bu söze ben bir "kılıf bulamadım".
halbuki, konu safiye nineme gelene kadar onlarca varsayım ve ön kabule dayanıyor. q'lar o kadar çok ki, yazar bile bütün q'lar sonunda gelen p'ye kendini çok kaptırmış. (iyi niyetli olduğunu düşünerek, yoksa sonuç "q" nun da "p" diye kaptırılmaya çalışıldığı aşikar)
bir kere Kuran'da imran'dan çok az bahseder -yazar bunu kabul ediyor-. fakat zorlama kuran dışı yorumlarla muhammed dedeme haksızlık yapılmaya çalışılıyor.
1. muhammed dedemin mekke'de zaten saygınlığa ihtiyacı yok. aile kökeni yörenin ileri gelenlerinden.
2. medine'de de amine ninemin ailesi bir hayli güçlü.
3. medine'de sığınmacı statüsündeki bir yahudi kızı üzerinden prim yapmaya hiç mi hiç ihtiyacı yok.
4. kaldı ki, muhammed dedem zaten direk olarsak Allah ve resulunu kabul etmeyip, itaat etmeyenlere TARAF olmuş durumdadır ve bunu açık seçik yapar.
5. yazar gibi alttan alta fit sokarak değil...
2. islam tarihine de giriş yaptık iki ay evvel ama devamı gelir mi acaba?
kabalık ediyormuşuz gibi duruyor böyle sürekli istekte bulunmalarımız, ama seni sevdiğimizden yapıyoruz biliyorsun.
Harun'un,Hz.Meryem'in kardeşi olması gerekmez bu anlayışla.Kaldı ki Luka'da Hz.İsa için "Davudoğlu" (I:32), Hz.Zekeriya'nın karısı Elişa için de "Harun'un bacılarından biri" ifadesi vardır (I:5, 36).
Maksat bellidir.Maksat üzüm yemek değildir, bağcıyı dövmektir.Dil ve sözlük üzerinde yazıları, kitapları bulunan Sevan Nişanyan adlı şahsın, Sami dillerindeki bu geleneği bilmiyor olması imkansızdır.Bu ifadenin, Kabile olan Levililerin büyük atası olarak bilinen Hz.Harun'a nisbetle Hz.Meryem'e saygı payesi vermek istediğini anlamıyor olması imkansızdır.
Ne yapılmak istendiği, neye hizmet edildiği ortadadır.Gönül ister ki yalan-yanlış konuşmadan, etrafına cahil güruh toplamadan, mesele mertçe ve yüz yüze tartışılsın.Ama maksat tartışmak değil, burada maksat bellidir, düşmanlık...
Kopya çektiği kitapta nitekim bir tane Amram/İmran kızı Meryem var. Onun kardeşi olan bir de Harun var.
Bu tutup "ey Harun'un kızkardeşi Meryem" diyor. Biz de bu hususa parmak basıp her normal zekaya sahip insanın yapacağı çıkarımı yapıyoruz.
Elcevap: "Neye hizmet edildiği belli..."
Aptal ezberleri tekrarlaya tekararlaya beyinleri çürümüş bunların.
Amran b. Yashur, Yakub oğlu Levi oğlu Yashür’ün oğlu olandır.
İmran b. Matan ise , İyşa oğlu Davud oğlu Süleyman soyundandır.Bu soy da yine Yakub oğlu Yehuda’nın soyudur.Yani ikisi de aynı soydandır.
İşin özeti şu, İmran b.Matan , neseb itibariyle bağlantılı olduğu ve ataları olan ilk Amran ailesinden haberdardır.Ve kendisi aynı isim benzerliğine sahip olduğu için, çocukları olduğu takdirde bu benzerliği devam ettirmek istemiş olabilir.Eğer bu iki aile birbiri hakkında katiyyen bilgi alamayacakları çok uzak iki farklı zamanda ve yerde yaşamış olsalardı o zaman denirdi ki iki aile bireyleri içinde, 6 kişinin de isimlerinin tutması çok zor ihtimal.Burada sadece İmran isimleri aynı, diğer benzerlikler ise İmran b.Matan’ın kendi seçiminden kaynaklı.Yani tesadüfi değil.Bugün hala Anadolu’da kendi ismi Abdullah olup oğluna Muhammed ismini koyan babalar , aileler vardır.
Gelelim Harun mevzuna; yukarda yazdığım her şey Harun için de geçerlidir.2.İmran erkek çocuğuna Harun ismini koymuştur.Diyelim ki Harun olayı gerçek değil.Bununla ilgi bir çok rivayet var.Eğer İmran b. Matan’ın Harun diye bir oğlu olmadıysa “Harun’un kızkardeşi “ ifadesi “Harun’un soyundan gelen kızkardeş” şeklinde çevrilmiştir.Hamidullah tefsirinden kontrol edebilirsiniz.Ya da yukarda söylenen Sami diline has, kabileyi ve soyu şereflendirmek için de söylenmiş olabilir.Çünkü bu kullanımın Kur’an’da örnekleri vardır.
Bir diğer ihtimal da orada geçen Harun ismi, Hz.Meryem’in zamanında yaşamış olan iyi kimselerden bir zattı. Hz.Meryem’de onun gibi iyi bir hal sahibi görüldüğü için onun bu bakımdan kardeşi sayıldı.(Ömer Nasuhi Bilmen -Meryem.28).
Görüldüğü gibi Harun’la ilgili rivayetler çok.Daha başka rivayetler de var.Bunlardan biri doğru olabilir ya da hiçbiri doğru olmayabilir.2.İmran erkek çocuğuna da Harun ismini koymuş olabilir.Olay bu kadar basit ve net.
Sahih sayılan İncil’de – ki o bile şüphelidir- Hz.Meryem’in babası İmran’ın kendisi ve şeceresi yer almaz.
Demek istediğim şudur, böylesine tahrif edilmiş bir kitabı, tahrif edilmemiş bir kitaba göre kıyaslarken ispat konusu yapmak bana mantıksız geliyor
Ayrıca Davut ve oğlu Süleyman'ın Harun soyundan olmadığı malumdur (olsalardı kral olamazlardı, rahip olmaları gerekirdi). Dolayısıyla İsa'nın annesi olan Meryem eğer Davut soyundan ise Harun soyundan olamaz.
isa'sı, musa'sı, muahammedi, meryem'i, yusuf'u, ibrahim'i ve daha yüzlercesi, hepsi neden aynı coğrafyadan? tanrı başka kıtaları bilmiyormu ya da başka kıtaların insanlarına elçilik vermeyi uygun görmüyormu?
bu dinlerin tamamına, orta doğu dini demek sizce nasıl olur?
Semazenin”de katıldığı İslam alimlerinin ortak görüşü,şü.Hz.Musa” kavmine bir çok mucize gösterdi.Ve Hz.Musa,muhataplarına gösterdiği her mucize,bir önce gösterdiği mucizeden daha büyüktü.Ve ayet bir önceki mucize ile,bir sonraki mucizenin birbiri ile kardeş,yani benzer olduğunu vurguluyormuş,muş.
Çok doğru! Aynen böyle!
naci çelik Yazdı:
Arkadaşlar,zannederim hepinizin bir Kur”an kelimeleri fihristi vardır.Fihristen,UHTİ,yani kardeş,kızkardeş kelimesinin hangi ayetlerde geçtiğini ve geçtiği ayetler de kelimeye hangi anlam yüklendiğini,lütfen inceleyin. Ben,orijinal adı Mücemmil Muhferrest olan Kur”an kelimeleri fihristimden kelimeyi inceledim.Kelime 85 ayri ayette yer almaktadır.Eğer İslam alimlerinin veya rivayetlerin söz konusu ayetle ilgili yorumları doğru ise,kelime 84 yerde insanlar için kullanılmakta,yani kelime 84 yerde insan kardeşliğini vurgulamak için kullanılmakta,bir yerde,yani söz konusu ayette ise,mucizelerin kardeşliğini vurgulamak için kullanılmaktadır.
Belki, N. Çelik’in bahsettiği fihristten temin etmek isteyenler çıkar diye, fihristin orijinal adını kusurlardan arındırıyorum. Lütfen, kitap piyasasında “Mücemmil Muhferrest” olarak değil de “Mu’cem-ül’Müfehrest” olarak arayınız. Zîra, adını doğru telaffuz etmezseniz; olur ki “Bu fihrist sizin ne işinize yarayacak” itirazı ile karşılaşabilirsiniz.. :)
İşte ben bu Kur”an anlayışına isyan ediyorum.İşte ben,sözüm ona bu İslam alimlerine isyan ediyorum.Çünkü bunların yaptığı Allah”ın kelimelerini yerlerinden kaydırmanın ta kendisidir..Bir kelimeyi,84 yerde insanların hemcinsliğini vurgulamak için,bir yerde de mucizelerin hemcinsliğini vurgulamak için kullanan bir kitap ilahi olamaz.Olsa olsa edebi uslup ve belagattan yoksun beşeri bir kitap olur
Semazen ve atalarının yorumuna göre,mucizelerin benzerliğini vurgulamak için kardeş sözcüğü kullanılmış.Vah zavallılar.Ayet,her bir mucize mutlaka bir öncekinden daha büyüktü diyorsa,ki öyle diyor.O zaman bu mucizeler birbirinin benzeri veya birbirinin dengi olmazki.Çünkü kardeşlikte denlik,eşitlik vardır.Yani ayet,bir fade ile söylediğini,hemen bir sonraki ifadesiyle tekzip ediyor öyle mi?
Hayır; kardeşlikte denklik ve eşitlik yoktur! Sâdece, ebeveyne yâni üretken faktöre bağlılık sebebiyle benzerlik vardır.. Bahsi geçen mûcizeler Allah’ın izniyle kimin eseri?! Tâbiiki Hz. Mûsâ’nın! Yâni, üretken faktör Hz. Mûsâ!
naci çelik Yazdı:
]
Söz konusu ayetteki UHTİHA,kardeş kelimesi bu ayette de insanlar için kullaılmış,yani Musa ile Meryem"in Kardeşliğini vurgulamak için kullanılmıştır.
SEVAN NİŞANYAN,YALAN SÖYLÜYOR.
Muğîre b. Şu’be (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), beni Necran’a göndermişti, Necranlılar bana dediler ki: siz Kur’ân’da Meryem sûresi 28. ayetinde “Ey Harun’un kız kardeşi” diye okumuyor musunuz? Oysa Musa ile İsa arasında pek çok zaman geçmemiş midir? Onlara nasıl cevap vereceğimi bilemedim ve Rasûlullah (s.a.v.)’e dönüp durumu ona anlattım. Buyurdu ki: Onlara kendilerinden önceki peygamberlerin ve Salih insanların isimlerini kullandıklarını haber vermedin mi? ( İmam Tirmizi, Sünen, 3155)
Aktardığı rivayetten a) Muğire'nin yalan söylediği, b) rivayeti aktaranın yalan söylediği, c) Rasûlallah (s.a.v.) ın yalan söylediği, d) hiç birinin yalan söylemeyip iyi niyetle hata ettiği sonuçlarını çıkarmak mümkün iken, bu ihtimallere değinmeden sonuç çıkarmasını başka türlü açıklamak güç.
cevap burada var. suyu bulandıranlara da Allah'tan hidayet dileriz..